Hacıbektaşoğlu'nun sözlerine göre, HÜDAPAR 90'lı yıllarda Hizbullah'ın Hizbul-kontra adlı bir yapılanması aracılığıyla PKK'ya karşı devletle beraber mücadele etmiştir. Hizbullah, Türkiye'de faaliyet gösteren bir İslamcı örgüttür ve özellikle 90'lı yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir dizi cinayet işlemiş ve faili meçhul kalmıştır. Hacıbektaşoğlu'na göre, Hizbullah o dönemde PKK'yı dini temelde Kürt toplumuna yönelik, dinsizliği empoze eden bir örgüt olarak görmüş ve devletle birlikte mücadele etmiştir.
Ancak, HÜDAPAR'ın geçmişi sadece Hizbullah'la sınırlı değildir. HÜDAPAR, Hizbullah'ın faaliyetleri ve cinayetleriyle ilişkisi olduğu iddialarını reddetmiştir. Ayrıca, HÜDAPAR 2012 yılında Hizbullah ile herhangi bir bağı olmadığını ve bu örgütün Türkiye'deki siyasi arenada hiçbir temsilcisi bulunmadığını açıklamıştır.
HÜDAPAR, Kürt siyasi hareketi içinde yer alan diğer partilerden de farklı bir çizgi izlemektedir. Parti, Türkiye'nin bütünlüğüne ve devlet otoritesine bağlı olduğunu ve Kürt sorununun siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini savunmaktadır. Ancak, HÜDAPAR'ın Kürt meselesine yaklaşımı da diğer Kürt siyasi partilerden oldukça farklıdır. Parti, özerklik taleplerini reddetmekte ve Türkiye'nin mevcut sınırları içinde Kürtlerin haklarını savunmaktadır.
HÜDAPAR, son dönemde Türkiye'deki siyasi tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Parti, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan ve PKK'ya yakın olduğu iddia edilen HDP'ye alternatif bir Kürt siyasi hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, HÜDAPAR'ın bazı çevreler tarafından da PKK'ya yakın olduğu iddia edilmiştir.
Türkiye'deki siyasi atmosferin gergin olduğu bir dönemde, HÜDAPAR'ın tutumu ve geçmişi tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Özellikle Hizbullah'ın geçmişi ve cinayetleri konusunda yapılan tartışmalar, HÜDAPAR'ın da bu örgütle olan ilişkisini sorgulanmasına sebep olmuştur.
Sonuç olarak, AKP'li hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu'nun HÜDAPAR ve Hizbullah hakkındaki sözleri tartışmalara sebep olmuştur. Ancak, HÜDAPAR'ın geçmişi ve tutumu konusunda yapılan tartışmalar, parti hakkında net bir görüş oluşmasını engellemektedir. Partinin, Türkiye'nin bütünlüğüne ve devlet otoritesine bağlı olduğunu ve Kürt sorununun siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini savunduğu bilinmektedir. Ancak, özellikle Hizbullah'ın cinayetleri gibi geçmişi tartışmalı konuların da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.